SAN’AT METNİ DÜZ YAZI

 

Yalnız sizin gezdiğiniz o güzel, bakımlı, uğraşılmış sizle bağdaşan bahçelerinizde çiçekler açmaz, güzellikler bulunmaz. Bizim kendi güzellikleri, eğlence, kültür görünür ve görünmez tüm zevkleriyle dolu diyarımızda da bin bir bahar vardır. İsterseniz bizi zorla kendi kültürünüze, düz caddelerinize, farklı yerler ve hayatlara çekin. İncinir Anadolu’nun dağlarına, kültürüne, yaşantısına canı gönülden alışmış insan.

 

Sen kubbesinde ince bir mozaik parçası için gezersin kırk yıllık mabetlerin içini tek tek, biz ise ufak bir sülüs yazıyı görsek sokaklarımızdaki duvarlarda, ufacık bir yeşil çini işlemesini görsek, kültürümüze uyan bir şey görsek hemen kalbimizi sevinç ve coşku kaplar.

 

Sen çiçekli güzel bir bahçede dans eden bir kelebek gibi güzelim sahnesinde raksına dalmış bir dansçıyı izlerken için titrer derinden heyecana kapılırsın, bizim ise kalbimizi yerinden kımıldatır dağlar kadar heybetli zeybeğimizin dizini yere tek vuruşu.

 

Fırtınayı andırır orkestra sesleri, müzik aletlerinin karmaşası bir ürperti getirmez mi senin de sinirlerine? Istırap çekenlerin, dertlilerin, emektarların acıklı, bitkin, yorgun sesleri bizde en hazin musiki yerine geçer.

 

Sen yabancı şehirlerde yapılmış oraların kültürüne ait olan bir kadın heykelini derin derin anlar gözlerle süzersin, bundan zevk alırsın sana keyif verir, bizde en büyük zevki ve keyfi beli kıvrılmayan, emek gösteren, her zorluğun altından kalkan köylülerimizi görünce duyarız.

 

Karşımızda yazılmamış destanın ta kendisi olan Anadolu’muz dururken başka san’at tanımayız. Arkadaş biz bu topraklara, bu yollara, bu güzelliklerin yurduna türküler tuttururken, sana uğurlar olsun yolunda senin olsun… Yolumuz burada ayrılıyor işte.

 

Cenab Demir KÜRKÇÜOĞLU